Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ölüm Yağmuru [Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore]
#11
Yer: Sabele Apartmanı
Saat: 13:16
Hava: Yağmurlu

Yağmur damlaları üzerine boca ederken adamların o çatıda hala beklemekte olduklarını görüyorsun. Ağrın ise bu sırada ayağına güç vermediğin sürece hiçbir şekilde bir artış yaşatmıyor. Yani sağ ayağına ağırlık vermediğin sürece bir sorun yok, bunu biliyorsun. Telefonunu sessize alırken gözün sadece saate takılıyor: Saat 13:09. Onun dışında hala ne arayan ne de soran var. Bir süre kadar yerinde bekleyip, etrafı kolaçan etmeye devam ediyorsun. Diğer apartmandaki iki adamdan birinin orayı terk ettiğini görüyorsun. Telsizli adam üzerinde bulunduğun apartmana göz kesiyor. Şu an için seni göremiyor gibi. Bu sırada arka çapraz sağ tarafında bulunan demir kapıya baktığında ise kapının zorlandığını görüyorsun. Kapı bir süre sonra açılacak gibi ve bu kapının açılması için iyiden iyiye bir zorlama mevcut gibi görünüyor. Yağmur ise bütün şiddetiyle yağmaya devam ediyor. Etrafında ise, hemen iki metre ötende bir katlanabilir merdiven bulunurken merdivenin yanında ise birkaç hurdalık eşya bulunuyor; duvara dayalı camlar ve hemen önündeki paslanmaya yüz tutmuş birkaç düzine kadar uzun demir çubuklar ve etrafa yayılmış olan solmuş gazeteler de görüyorsun. Hemen ayaklarının ucundaki bir gazetede ise babanın resmini görüyorsun: Gülümseyerek sana bakıyor gibi bir hali var. Tabii ağzından da eksik etmediği purosuyla beraber işaret parmağını sana doğrultmuş gözüküyor.
Ara
Cevapla
#12
Sağ ayağım, bir zorlama olmadıkça ağrısız durmaya devam ediyor. Üstüne basmamalı veya güç vermemeliyim sanırım. Gerçi şimdilik öyle bir şey yapmaya imkanım bile yok. Oturduğum yerde kalakaldım. Madem siktiğimin çantasını istiyorsun, gel kendin al amına koyduğumun karısı. Millete çantasını götüren bir ayakçı değilim ben. Bana böyle aptal saptal işler vermeniz sadece huzursuzluğa yol açıyor. Yani sizin için huzursuz olacak, benim için bir problem yok. Diğer adamdan birisi öbür apartmanı terk ederken, geriye bir adam ve kapı problemi kaldı. Demir kapının gitgide zorlanıyor olduğunu görmek bağırarak küfretmeme sebep olacaktı neredeyse. Etrafımda boktan boktan eşyalar varken, sakince nefes aldım. Ben Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore'yim, burada kolayca ölecek biri gibi mi duruyorum? Ah, saçmalıyorsunuz sanırım. Silahımı kapıya doğru doğrulttum. Sessizce beklemeye başladım. Tehditkar birini gördüğüm anda sıkabilirim. Tek gereken, kapı zorlandıktan sonra kimin karşıma çıkacağı ve ne niyetle çıkacağı. Yüksek ihtimal iyi niyetli birinin geleceğini beklemiyorum, bu yüzden o kapıyı zorlamakla hata ediyorsun evlat. Ölümüne doğru gitmek heyecanlı olmalı.
İsim: Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 21
Boy: 1,87
Kilo: 90
Aile/Teşkilat: Di Salvatore
Takma Ad: Şımarık

Statlar

Güç: 5
Hız: 10
Dayanıklılık: 3
Farkındalık: 5
Karizma: 7



Silah Kullanımı: Beretta 92 - 3

Eşyalar:

Özel Yapım Zippo Çakmak (Alev desenli)
Özel Yapım Sigara Tablası (Alev desenli)
Biri beyaz biri siyah çerçeveli iki güneş gözlüğü
3 Şarjör Mermi
Kaliteli Tütün Sigara 3 Paket

Pasif Yetenekler:,


İt Kopuk: Etkileşime girdiğin veya girmek üzere olduğu insanların genel çoğunluğu senden korkuyorlar. Seninle konuşurlarken çekinebilirler ve hemen yanından uzaklaşmak isteyebilirler: Bu kişiler ile muhatap olduğunda korkularından ötürü sana yalan söyleyemezler. Buna bir nevi "saygı" denilebilir. Bu şehrin "tekinsiz" adamlarından birisisin.

Piç: İlginç bir şekilde kadınları kendine çekebiliyorsun. Bu durum her kadın için mümkün olmasa da genel olarak kadınlar üzerinde bir etki sahibisin.

Tanıdık: Hapishane geçmişin olduğu için hapishaneden birtakım "iyi" arkadaşlara sahipsin.
Bibiano Cacciola: Uyuşturucu ticaretiyle ilgileniyor. Leggio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Duilio Castricone: Çek-senet işleriyle uğraşıyor. Bir nevi tefeci. Di Gilio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Velio Forlenza: Tetikçi. Allegro Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Alcibiade Serafin: Bodyguard. Boks geçmişi dolayısıyla şehirde ona, "Boksör" diyorlar. Di Salvatore Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Ara
Cevapla
#13
Yer: Sabele Apartmanı
Saat: 13:34
Hava: Bulutlu

Kapı açıldığında gördüğün şey, senin yaşlarında bir kız oluyor. Kız ile göz göze geldiğinde bir şeyler oluyor sana. Bir süre kadar gözünü kızın üzerinden alamıyorsun. Kıza vuruluyorsun, aşık oluyorsun. Kız, silahını görmezden gelerek sana bakmaya devam ederken kızın iki eliyle tutmakta olduğu bir halının buraya kadar çıkartılmış olduğunu görüyorsun. Kız, bu halıyı buraya kadar sürüklemiş gibi görünüyor. Bu sırada kapının açıldığını gören telsizli adam, kıza bağırıyor, "SARI SAÇLI BİR ADAM ARIYORUZ HANIMEFENDİ. AŞAĞIYA İNEN BİRİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?" Adamın sesiyle beraber kız, önce sana bakıyor. Ardından ise halıyı sürükleyerek birkaç adım ilerliyor. Ardından halıyı yere koyup, adama gözlerini dikiyor: "Yok, efendim. Kimseyi görmedim." diye bağırıyor. Adam ise telsizi ağzına götürüp, "BURADA DEĞİL. KAÇMIŞ." diyerek bağırıyor. Ardından adam adımlarını geriye doğru çevirip, ilerlemeye başlıyor. Adam o katta gözden kaybolduktan birkaç dakika içerisinde kız sana doğru hareketleniyor ve gülümseyerek, "Başın belada sanırım." diyor. Kız gözünü üzerinden ayırmıyorken yağmur ise önce damlalarını azaltıyor ve sonunda bitiyor.

Kız
Ara
Cevapla
#14
Kapı açıldığında, gözlerim sadece vurulması gereken birini bekliyordu. Vurulduğunda kurşun etini delip geçerken yere yığılacak ve kanlar içerisinde, acıyla ve çaresizlikle karışık bir inlemeyle etrafı birbirine katacak birisini. En kötü senaryoda, silahımı ona doğrulttuğumu gören masum birisinin korku dolu çığlıkları. Parmağımın tetiği geriye doğru çekmesiyle birlikte göğü yaran silah sesi, çığlıkların ani bir acının saplanmasıyla kesilmesi, olayların idrak edilmesi ve sahnelerin kapanışı. Tiyatro biter, bense hayatıma devam ederdim bir yönetmen olarak. Ancak hiç beklemediğim şey, bir kadının karşıma çıkmasıydı. Ancak bu öyle basit bir kadın değil kardeşlerim, bu öyle bir kadın ki benim gibi bir adam onun üzerinden gözlerini alamıyor. Sarı saçları beni kendisine sanki bir güneş gibi kitliyor o anda. Evet kardeşlerim, benden asla duymayacağınız cümlelerin ağzımdan çıkmasına sebep oluyor bu kadın. Üzerime çökmüş geceyi güneş gibi aydınlatan bu kadına bakmaya devam ederken silahımı bile indirmiyorum. Öyle kapılmışım ki ona, silahı ve içinde bulunduğum durumu unutuyorum bir anlığına. Saniyeler dakikalar gibi, dakikalarsa saatler gibi geçiyor. Kızın elindeki halıya bakıyorum hafifçe, kız umursamıyor bile elimdeki silahı. Ancak tüm odağımı bozan, adi bir itin sesi oluyor...

Sarı saçlı bir adamı aradığını söyleyen o adi it. Sarı saçlı bir adam mı? Benim adım Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore, orospu evladı! Adımı, hemde tüm adlarımı ezberlemen gerek! Şanslıydı kardeşlerim, ayağım buruk olduğu için şanslıydı. Yoksa onu ve arkadaşını şimdiye vurmuş, cesetlerini bu yağmurun altında küflenmeye bırakmıştım. Kadın, adama gözlerini dikerek kimseyi görmediğini söyledi. Beni koruyor olması, beni biraz daha ona doğru çekmeye başladı. Adam telsizine davranıp, kaçtığımı söyledikten sonra içime bir rahatlama düştü. Kadın, adamın gittiğini gözleriyle gördükten ve onayladıktan sonra bana doğru yaklaştı. Başımın belada olup olmadığını sorduktan sonra yağmurdan ıslanmış saçlarımı silahı tutmadığım elimle geriye doğru yatırdım. "Başım belada evet. Ayağım burkuldu. Bana yardım edebilirsin umarım? En azından gidebilmem için. Adım Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore hanımefendi. Sizin adınızı öğrenebilir miyim?" Buradan gitmeden önce bu kızın telefon numarasını almam gerekiyor. Sonrasında ise şu siktiğimin çantasını amına koyduğumun karısına verebilirim sanırım. Gerçi, belli bir ücret karşılığında olacaktır.
İsim: Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 21
Boy: 1,87
Kilo: 90
Aile/Teşkilat: Di Salvatore
Takma Ad: Şımarık

Statlar

Güç: 5
Hız: 10
Dayanıklılık: 3
Farkındalık: 5
Karizma: 7



Silah Kullanımı: Beretta 92 - 3

Eşyalar:

Özel Yapım Zippo Çakmak (Alev desenli)
Özel Yapım Sigara Tablası (Alev desenli)
Biri beyaz biri siyah çerçeveli iki güneş gözlüğü
3 Şarjör Mermi
Kaliteli Tütün Sigara 3 Paket

Pasif Yetenekler:,


İt Kopuk: Etkileşime girdiğin veya girmek üzere olduğu insanların genel çoğunluğu senden korkuyorlar. Seninle konuşurlarken çekinebilirler ve hemen yanından uzaklaşmak isteyebilirler: Bu kişiler ile muhatap olduğunda korkularından ötürü sana yalan söyleyemezler. Buna bir nevi "saygı" denilebilir. Bu şehrin "tekinsiz" adamlarından birisisin.

Piç: İlginç bir şekilde kadınları kendine çekebiliyorsun. Bu durum her kadın için mümkün olmasa da genel olarak kadınlar üzerinde bir etki sahibisin.

Tanıdık: Hapishane geçmişin olduğu için hapishaneden birtakım "iyi" arkadaşlara sahipsin.
Bibiano Cacciola: Uyuşturucu ticaretiyle ilgileniyor. Leggio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Duilio Castricone: Çek-senet işleriyle uğraşıyor. Bir nevi tefeci. Di Gilio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Velio Forlenza: Tetikçi. Allegro Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Alcibiade Serafin: Bodyguard. Boks geçmişi dolayısıyla şehirde ona, "Boksör" diyorlar. Di Salvatore Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Ara
Cevapla
#15
Yer: Sabele Apartmanı
Saat: 13:44
Hava: Bulutlu


Kız, senin koluna girip, "Ben Clara La Falce." diyor ve yürüyüşünüz boyunca bir daha da ağzını bıçak açmıyor. Ayaklarınız basamakları bir bir atlatırlarken sıvası dökülmeye yüz tutmuş duvarları görüyorsun; duvarların belirli aralıklarla yeşilimsi rengine sahip olduğunu fark etsen de o ilk günkü haline kıyasla vahim bir durumda olduğunu fark ediyorsun. Ayakların zemini tanıyor; hapishane zeminleri gibi: Zemine her basışınızla beraber taş zemin ayaklarınızın altında eziliyor. Ayaklarının altında bir şeyler ufalanılıyor. Bu binanın bakıma ihtiyacı var gibi gözüküyor. Sonra kapılar gözüne çarpıyor: Tahta kapıların bazıları kırık, bazıları pürüzlü, bazılarının ise kapı numaraları ters çevrilmiş. Merdivenleri korumaya yönelik demir koruluklar ise paslı, kızıla çalmışlar. Siyah bir kedi yanından hızla sıyrılıp, mırıldanarak yukarıya doğru koşturuyor. Birkaç dakika sonra kedinin sesini duyuyorsun; uzunca bir miyavlama evresi sonrasında üst kattaki bir kapı hızla açılıp, kapanıyor. Biraz daha ilerledikten sonra önünden geçtiğin daireden "Dikkatli ol Cora. Gecikme." denildiğini duyuyorsun. Kapı arkandan açılıyor. Bu sırada son basamaklara gelmiş bulunuyorsun, aşağısı son istikamet: Çıkıştaki demir kapıyı görüyorsun. 


Dışarısı boş. Çünkü kız seni arka kapıdan çıkartmış bulunuyor. Bir süre kadar sessizliğin boğucu havası etrafı kaplıyor. Biliyorsun ki artık ayrılık vakti geldi. Kız telefon muhabbetine karşılık olarak, "Annem... Annem telefon kullanmama karşı o yüzden telefonum yok ne yazık ki." diyor. Ardından, "Yarın, saat on bir gibi Mimma' Lokantası'nda buluşabiliriz. Buraya birkaç kilometre uzakta. Seni bekliyor olacağım." diyor. Sözler sonrasında ayrılık gerçekleşiyor. Kız, arkandan uzun uzadıya bakarken üst sokağa çıkmak adına bir ara sokağa sapıyorsun. Kısa bir süre sonra geldiğin yolda kendini buluyorsun. Yaklaşık olarak yüz metre kadar ilerdeki polis arabalarını görüyorsun; karantinayla sarılmış bir olay mahalli var orada. Durumu anladıktan sonra telefondaki kadının direktiflerine uyuyor ve bir süre kadar daha ilerledikten sonra 44. Yol yazan tabelayı görüyor ve oraya sapıyorsun.  

Yer: Kırmızı Bina
Saat: 14:18
Hava: Bulutlu


On beş metre... Kolay gibi bir yürüyüş mesafesi gibi görünüyor ama senin için zor. Ağrıların bu sırada artıyor. Zar zor ayakta durduğun gibi zar zor da yürüyorsun, topallıyorsun. Kırmızı bina. Orada. Büyükçe bir bina değil; ama hatırı sayılı ölçüde büyük ve uzun bir bina olduğu su götürmez bir gerçek. Kırmızı binaya ilerleyip, demir kapıyı hafiften itiyorsun ve kapı aralanıyor. Ama biraz daha zorlaman gerekiyor çünkü ittirmeden ileriye doğru hareket etmiyor. Kırmızı binanın içi de dışarısı gibi kırmızı. Ama genel olarak temiz, bakımlı sayılır. Seni zorlayan şey ise basamakları teker teker çıkmak zorunda kalmak oluyor. Sağ bacağın sıkıntılı bir durumda ve ağrısı da bir hayli bir şekilde artıyor. Acıdan dişlerini sıkarak basamakları çıkmaya başlıyorsun. 

Sonunda en üst kata vardığında, esmer bir kadının yere oturmuş olduğunu görüyorsun; gözlerini üzerine dikmiş bir şekilde kapının olduğu yere yani sana doğru bakıyor. Yanında da yerde uzanmış, yanlamasına yatmakta olan gözleri kapalı bir kadın var. Bunların dışında üst kat bomboş. Hiçbir şey yok burada. 

Kadın yerinden hızla kalkıp, "Şımarık sonunda gelebildin. İşin uzun sürdü herhalde." diyor. Yanına doğru ilerliyor ve, "İşin bitti, artık gidebilirsin. Çantayı alayım." diyor ve çantaya doğru elini uzatıyor. Kadının hemen sağ çaprazında yerde yatmakta olan kadına baktığında ise, bu kadını bir yerlerden tanıyor olduğunu anlıyorsun. Bu kadın, Paolina De Gilio. Bunu biliyorsun.
Ara
Cevapla
#16
Clara La Falce... Hayatımda duyabileceğim en güzel ses tonu, en güzel isim. Yürüyüşümüz boyunca kıza odaklanmaktan hiçbir şey konuşamadım. Kendimi ilk defa böyle hissediyorum. Clara'nın bu boktan yerde kalabildiğine inanamıyorum. Her adım attığım yerde sanki boka basıyormuş gibi hissetmeye başlıyorum. Hatta burası aynı o düştüğüm hapishane gibi. Ah Clara'm, senin burada kalmana izin verebileceğimi sanmıyorum. Seni bu siktiğimin yerinden kurtarmak zorunda hissediyorum kendimi. Burası, burası aynı pis bağımlı orospu çocuklarının kaldıkları yere benziyor. Kapıların hali, bastığım şeylerin ufalanıyor gibi olması. O dövdüğüm piçlerin arasında yaşıyor gibi duruyor Clara'm. Ya o, pis bir bağımlı orospuysa? Bunu düşünmek istemiyorum. Annesi pis bir bağımlı sürtük olabilir ama benim Clara'm... Ah hayır bu ihtimali kesinlikle aklıma sokmak istemiyorum. O temiz bir kız ve ben onu şimdiden çok seviyorum. Kesinlikle evleneceğim ve sarışın minnak çocuklar büyüteceğim kadın bu olmalı. Yatıp kalktığım kadınlar gibi olmadığını biliyorum Clara'mın. Nasıl mı? Hissediyorum. Bunu iliklerime kadar hissedebiliyorum. 

Clara beni arka kapıdan çıkarttıktan sonra kardeşlerim, gözlerim hızlıca gözlerine kenetlendi. Artık ayrılık vaktimiz gelmişti ve içim kan ağlıyordu şimdiden. Kız annesinin telefon kullanmasına karşı olduğunu söyledikten sonra yarın on bir de Mimma Lokantasında buluşmak istiyordu. Ben kadınıma nasıl hayır diyebilirim? Tabi adam dövmediğim sürece. Her zaman bağımlı bir orospu çocuğunu dövmek kadınımla vakit geçirmekten iyidir. Boştaki elimi yanağına koydum baş parmağımla hafif hafif yanağını okşarken. "Seni bekleyeceğim. Clara..." elimden gelen en karizmatik sesle konuştum o anda. Kadınımı etkilemek için her şeyimi verebilirdim sanırım. Clara arkamdan erkeğine uzun uzadıya bakarken, ben bir ara sokağa girerek ilerlemeye başladım. Kalbim yerinden çıkacakmışçasına atarken, geldiğim yola geri döndüm. Geldiğim yolun yaklaşık yüz metre kadar ilerisinde bir olay mahallini görebiliyordum. Elimde bu çanta ve çantanın içindekiler olduğu sürece neler döndüğüne bakamazdım. Bu yüzden kadının söylediği yere doğru gitmeye başladım. Çantayı tabii ki vermeyeceğimi herkes biliyor olmalı.

Kırmızı bina. Bu siktiğimin yerine gelmek için çok fazla efor sarf ettim. Nedenini tekrar etmeme izin verin kardeşlerim. Sikik babamın emirleri doğrultusunda girdiğim bu aptal işte bana ayak işi yaptırmaya kalktılar da ondan! Bu kadının istediği çantayı alacağım diye ayağımı burktum! Bu sebeple zar zor yürüyerek geldim soktuğumun binasına. Çok büyük olmasa bile gene büyük olan bu binanın girişindeki demir kapıyı ittirdim. Siktiğimin basamaklarını teker teker tırmanmak o kadar zor ve acı verici oldu ki anlatamam. Bu acıyla dolu tecrübenin ardından istediğim yere ulaştım. Esmer bir kadın karşımda dururken, birde yere uzanmış bir kadınla karşılaştım. Esmer kadın ayağa kalktığında, telefonda konuştuğum kadının bu olduğunu düşündüm bir anlığına. Tam emin değilim ancak işimin uzun sürdüğünü söylemiş olmasından ve hala lütfen dememesinden dolayı onun olduğunu tahmin ediyorum. Yerde yatan kadına kaydı gözlerim tekrardan Paolina Di Gilio. Boştaki sağ elimle belimdeki silahı çektim ve doğrulttum hızla. "Bana bir daha LÜTFEN demezsen, önce bacağından vururum. Sonra kolundan, sonra gövdenden. En sonunda kıçına ikinci bir göt deliği açarım. Tek istediğim, LÜTFEN diyebilmen." ciddi olduğumu göstermek amacıyla sağ tarafında hızla bir el ateş ettim. Sonrasında bacağına doğru doğrulttum silahımı. Lütfen demezse vuracağım.
İsim: Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 21
Boy: 1,87
Kilo: 90
Aile/Teşkilat: Di Salvatore
Takma Ad: Şımarık

Statlar

Güç: 5
Hız: 10
Dayanıklılık: 3
Farkındalık: 5
Karizma: 7



Silah Kullanımı: Beretta 92 - 3

Eşyalar:

Özel Yapım Zippo Çakmak (Alev desenli)
Özel Yapım Sigara Tablası (Alev desenli)
Biri beyaz biri siyah çerçeveli iki güneş gözlüğü
3 Şarjör Mermi
Kaliteli Tütün Sigara 3 Paket

Pasif Yetenekler:,


İt Kopuk: Etkileşime girdiğin veya girmek üzere olduğu insanların genel çoğunluğu senden korkuyorlar. Seninle konuşurlarken çekinebilirler ve hemen yanından uzaklaşmak isteyebilirler: Bu kişiler ile muhatap olduğunda korkularından ötürü sana yalan söyleyemezler. Buna bir nevi "saygı" denilebilir. Bu şehrin "tekinsiz" adamlarından birisisin.

Piç: İlginç bir şekilde kadınları kendine çekebiliyorsun. Bu durum her kadın için mümkün olmasa da genel olarak kadınlar üzerinde bir etki sahibisin.

Tanıdık: Hapishane geçmişin olduğu için hapishaneden birtakım "iyi" arkadaşlara sahipsin.
Bibiano Cacciola: Uyuşturucu ticaretiyle ilgileniyor. Leggio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Duilio Castricone: Çek-senet işleriyle uğraşıyor. Bir nevi tefeci. Di Gilio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Velio Forlenza: Tetikçi. Allegro Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Alcibiade Serafin: Bodyguard. Boks geçmişi dolayısıyla şehirde ona, "Boksör" diyorlar. Di Salvatore Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Ara
Cevapla
#17
Yer: Kırmızı Bina
Saat: 14:25
Hava: Bulutlu



Esmer kadın sana bir bakış atıyor. Hemen ardından sinirle karışık bir ses tonuyla: "Şımarık." diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: "Lütfen, şu sikik çantayı bana ve bir an önce buradan siktir olup git." diyor. Kadının 'lütfen' demesinden ötürü çantayı kadına teslim ediyorsun. Paolina Di Gilio'ya gözlerini kestirdiğinde ise yerinde bağdaş pozisyonunda oturmuş bir halde silahını tam kafanın hizasına doğrultmuş olduğunu görüyorsun. Esmer kadını vursaydın eğer senin ölmen de an meselesi olacak gibiydi. Bunu biliyorsun. Paolina Di Gilio soğuk bir ses tonuyla gözlerini üzerinden almayarak, "Toz ol." diyor ve silahını, silah tuttuğun koluna doğru nişan alarak, "Yoksa sonun babana benzer velet. Beni anlıyor musun?" diyor. Kadın sözlerinde oldukça kararlı gibi görünüyor. Esmer kadın ise bu sırada yere çöküp, çantayı açıyor. Sen, Paolina Di Gilio ile göz teması kuruyorken esmer kadın ise çantanın içindekileri çıkarmaya başlıyor. Sağ bacağındaki ağrı ise bir hayli fazla. Artık üzerine basmakta bile zorlanıyorsun. Sağ bacağının durumu çok kritik. 
Ara
Cevapla
#18
Esmer kadın sinirle karışık bir şekilde "Lütfen" dedikten sonra samimi bir şekilde gülümsedim. Çantayı uzattım, lütfen demesinden sonra küfür etmesi falan benim için önemli değildi. Paolina Di Gilio'ya baktığımda bağdaş kurmuş bir şekilde silahını bana doğrultmuştu. Yani bu demek oluyor ki, kadını vurmuş olsaydım bende ölüydüm. Paolina gözlerini benden almadan konuşmaya başladı. Sonumun babama benzeyeceğini falan söylediğinde sanki korkuyormuş gibi ellerimi havaya kaldırdım. Mimiklerimle tiyatromun sahnesini canlandırmaya çalıştım. Sanki korkuyormuş gibi bir iki mimik yaptıktan sonra, "Çok korktuğum için gitmem gerek. Çişim geldi. İkinizle aynı anda sevişebilirdim ama gücüm yok. Görüşmek üzere hanımlar, bir gün beni ararsanız ikinizi aynı anda becererek sizi nirvanaya çıkarabilirim. Görüşmek üzere." diyerek çıktım kapıdan. Bu iki kadına şimdilik bulaşmamamın bir sebebi var kardeşlerim, görev üzerinde olmam. Bu görev bittikten sonra kendi işimi büyüteceğim ve en sonunda bu ikisini de öldüreceğim! Evet, bunu samimi söylüyorum. Paolina Di Gilio'yu ve esmer kadını kafama takmış bulunmaktayım. İkisini de öldüreceğim ancak zamana ihtiyacım var. Şimdi tek yapmam gereken, Athos'u arayarak beni almasını istemek. Bundan sonrasında, artık kendi işlerime odaklanmak istiyorum. Athos'un edindiği bilgilerin hepsine ihtiyacım var.
İsim: Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 21
Boy: 1,87
Kilo: 90
Aile/Teşkilat: Di Salvatore
Takma Ad: Şımarık

Statlar

Güç: 5
Hız: 10
Dayanıklılık: 3
Farkındalık: 5
Karizma: 7



Silah Kullanımı: Beretta 92 - 3

Eşyalar:

Özel Yapım Zippo Çakmak (Alev desenli)
Özel Yapım Sigara Tablası (Alev desenli)
Biri beyaz biri siyah çerçeveli iki güneş gözlüğü
3 Şarjör Mermi
Kaliteli Tütün Sigara 3 Paket

Pasif Yetenekler:,


İt Kopuk: Etkileşime girdiğin veya girmek üzere olduğu insanların genel çoğunluğu senden korkuyorlar. Seninle konuşurlarken çekinebilirler ve hemen yanından uzaklaşmak isteyebilirler: Bu kişiler ile muhatap olduğunda korkularından ötürü sana yalan söyleyemezler. Buna bir nevi "saygı" denilebilir. Bu şehrin "tekinsiz" adamlarından birisisin.

Piç: İlginç bir şekilde kadınları kendine çekebiliyorsun. Bu durum her kadın için mümkün olmasa da genel olarak kadınlar üzerinde bir etki sahibisin.

Tanıdık: Hapishane geçmişin olduğu için hapishaneden birtakım "iyi" arkadaşlara sahipsin.
Bibiano Cacciola: Uyuşturucu ticaretiyle ilgileniyor. Leggio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Duilio Castricone: Çek-senet işleriyle uğraşıyor. Bir nevi tefeci. Di Gilio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Velio Forlenza: Tetikçi. Allegro Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Alcibiade Serafin: Bodyguard. Boks geçmişi dolayısıyla şehirde ona, "Boksör" diyorlar. Di Salvatore Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Ara
Cevapla
#19
Yer: 44. Yol
Saat: 14:35
Hava: Bulutlu 

Kırmızı binadan ayrıldıktan sonra Athos Gurrieri'yi arıyorsun. Athos Gurrieri': "Patron, oraya gelmem biraz uzun sürecek. Bir buçuk iki saate anca gelirim. Haberleşiriz." diyor. Athos'un telefon ettiği yerden geçen arabaların seslerini de bu esnada duyuyorsun. Etrafı incelediğinde ise yanından üstü çamurlu bir erkek çocuğu koşarak geçiyor. Peşinden de başka çocuklar koşturuyor. Çocukların koşturmakta olduğu yaklaşık olarak on metre kadar ileriye göz kestiğinde ise bir futbol topu görüyorsun; çocuklar top oynuyorlar gibi görünüyor. Buradaki binalar ise birbirine yapışık bir şekilde yapılmışlar. O binalarda kırmızı bina gibi uzunlar. Bunların dışında da etrafta pek kimsecikler yok. Ama binaların balkonlarına göz kestiğinde ise birbirleri ile dedikodu yapmakta olan kadınlar, dışarıyı seyretmekte olan kadınlar ile halı serpmekte olan kadınları görüyorsun. Bütün bu balkon muhabbetinin tam ortasına ise kafana atılan bir poşet çöp eşlik ediyor. Kafanı yukarıya doğru kaldırdığında ise hiç kimseyi göremiyorsun. Athos Gurrieri'nin gelmesine iki saat gibi koca bir zaman dilimi var.
Ara
Cevapla
#20
Ne gündü be! İki tane hatunu aynı anda becermem için yalvardılar bile! Mükemmel bir insan olduğumun farkındayım, hatta onlara lütfen bile dedirttim. Size aslında şunu söylemem gerek, o hatunlara lütfen dedirttiğimde yatakta ne kadar dominant birisi olduğumu anladılar. Bunu görünce onları becermemi istediler doğal olarak. Athos'u aradıktan sonra gelmesine daha çok olduğunu öğrendiğimde, etrafımı incelemeye başladım. Nedensiz bir şekilde izliyordum etrafımdan geçen olayları. Top oynayan çocukları kesti ilk olarak gözüm, gençleri görünce hafif bir şekilde gülümsedim. Bu yaşlarda kalmak ister miydim bilmiyorum. Şuanda olduğum adam, o yaştaki adamla aynıydı aslında. Oturup top oynamak yerine kavga etmek, arkadaşlarımla sohbet etmek yerine onların burunlarını kırmak benim yaptığım en güzel etkinliklerdi. Buradaki bitişik binalara göz attığımda dedikodu yapan kadınlar, halı çırpan kadınlarla doluydu. Burası mahalle kültürünü bana çok daha iyi bir şekilde yansıtıyordu. Sokakların karanlığına düşmeyeceğine inandıkları çocuklara sahip araları iyi olan kadınlar. Kafama gelen çöp poşeti hızla kafamdan fırlattım. Kimin attığını görsem şimdi dövüşebilirdik ancak göremedim. Derin bir nefes aldıktan sonra cebimdeki sigara tablasından bir sigara çıkardım. Sigaramı yaktıktan sonra derin bir nefes aldım, dumanla doldurdum ciğerlerimi. Dumanı temiz havaya karıştırdıktan sonra çocukların yanına seke seke ilerlemeye başladım. "Oynayın beyler oynayın! Vico Di Salvatore iyi oynayanları iyi takımlara girmesi için özel eğitecekmiş! Oynayın!" Bu çocuklar beni tanımıyordur ancak onları daha çok çabalarken görmek eğlenceli olacak. Hızlıca oturacak bir yer bulup, sigaramı tüttürürken veletleri izleyeceğim.
İsim: Duilio Elmo Aurelio Vico Baldassare Di Salvatore
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 21
Boy: 1,87
Kilo: 90
Aile/Teşkilat: Di Salvatore
Takma Ad: Şımarık

Statlar

Güç: 5
Hız: 10
Dayanıklılık: 3
Farkındalık: 5
Karizma: 7



Silah Kullanımı: Beretta 92 - 3

Eşyalar:

Özel Yapım Zippo Çakmak (Alev desenli)
Özel Yapım Sigara Tablası (Alev desenli)
Biri beyaz biri siyah çerçeveli iki güneş gözlüğü
3 Şarjör Mermi
Kaliteli Tütün Sigara 3 Paket

Pasif Yetenekler:,


İt Kopuk: Etkileşime girdiğin veya girmek üzere olduğu insanların genel çoğunluğu senden korkuyorlar. Seninle konuşurlarken çekinebilirler ve hemen yanından uzaklaşmak isteyebilirler: Bu kişiler ile muhatap olduğunda korkularından ötürü sana yalan söyleyemezler. Buna bir nevi "saygı" denilebilir. Bu şehrin "tekinsiz" adamlarından birisisin.

Piç: İlginç bir şekilde kadınları kendine çekebiliyorsun. Bu durum her kadın için mümkün olmasa da genel olarak kadınlar üzerinde bir etki sahibisin.

Tanıdık: Hapishane geçmişin olduğu için hapishaneden birtakım "iyi" arkadaşlara sahipsin.
Bibiano Cacciola: Uyuşturucu ticaretiyle ilgileniyor. Leggio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Duilio Castricone: Çek-senet işleriyle uğraşıyor. Bir nevi tefeci. Di Gilio Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Velio Forlenza: Tetikçi. Allegro Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Alcibiade Serafin: Bodyguard. Boks geçmişi dolayısıyla şehirde ona, "Boksör" diyorlar. Di Salvatore Ailesi'ne çalıştığını biliyorsun.
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping