Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Aile [Mario Leggio]
#1
Yer: Liman
Saat: 08:35
Hava: Bulutlu

Sabahın erken saatlerinde üvey kardeşin Camelia Leggio ile beraber limandasın. Annen Greta Leggio bugün onunla beraber limana gitmeni istedi çünkü annen bu işi az da olsa öğrenmeni istiyor. Camelia Leggio, limanda şehir dışına gidecek konteynırların sayımını yapıyor: Bu sayımı yaparken geçtiği her konteynırı açıyor ve içerisindeki kolileri kontrol ediyor. Biliyorsun ki, bu konteynırların ufak bir kısmında uyuşturucu var. Geriye kalan konteynırlar şeker ve unla dolu. Yaklaşık olarak limanda elliden fazla konteynır bulunuyor. Camelia Leggio: "Nerede kaldı bu dümbükler." diye kendi kendine veryansın ederken o sırada limana doğru hareketlenen çalışanlarınızı görüyorsun. Yaklaşık olarak on-on beş kadar kişiler. Hepsi de iri-yarı adamlar ve hepsinin üzerleri dolu(silahlı). Ailenizin kuralları gereği her birine kafa selamı veriyorsunuz. Ve hiç vakit kaybeden her biri hızla işlerinin başına geçiyorlar.

Burada yapman gereken şey, herkesin çalışıp, çalışmadıklarını kontrol etmek. Onun dışında da bir şey yapmana gerek kalmıyor. Çünkü üvey kardeşin Camelia Leggio bu işin nasıl yapılması gerektiğini biliyor. Buranın asıl patronu o. Bunu biliyorsun. Ve bildiğin bir şey varsa da annen Greta Leggio, Camelia Leggio'yu sizden ayırt etmiyor. O da sizden biri. Ama sana göre nasıldır bilemeyiz. Her neyse, herkes işlerinin başındayken kısa bir süre sonra limana bir gemi yanaşıyor. Büyük bir ticaret gemisi. Onun hemen arkasından ise gelmekte olan ufak gemiler görüyorsun: O gemiler de ticaret gemisiyle beraber limana demir atıyorlar. Limanda şu anda dört adet gemi bulunuyor. 

Yer: Liman
Saat: 09:30
Hava: Yağmurlu

Saatler ilerledikçe çalışanların yorgunluğunu görüyorsun. Her biri yorgun düşmüş ve konteynırların hemen hemen hepsi ilk gelen gemiye yüklenmiş bulunuyor. Sadece bir konteynır haricinde. Onun içinde ise Camelia Leggio'yu görüyorsun. Camelia Leggio, kolilerin üzerine yığılmış bir halde yatıyor. Bayılmış görünüyor. Ona doğru ilerlerken telefonun çalıyor, arayan kişi Rita Leggio: "Hey, küçük kardeşim. Ablanın seninle ufak bir işi var." diyor. Ardından sözlerine şöyle devam ediyor: "Yardımına ihtiyacım var, yakışıklı kardeşim benim. Ablasının gülüü. Öğlen olmadan merkeze gelebilir misinn?" diyor ve hemen ardından: "Annem, Camelia ile beraber olduğunu söyledi. Eğer bana yardım etmeyip, Camelia'ya bakıcılık yapmak istiyorsan, beni çok üzersin... Lütfeen." diyor ve telefonun diğer ucunda yanıtını bekliyor. Bu sırada ise konteynırda yarı baygın yatan Camelia Leggio'nun sıvanmış sağ kolunu ve koluna sarılmış olan lastiği görüyorsun. Yerde de bir şırınga var. Üvey kardeşinin eroinman olduğunu biliyorsun. Yerde tepkisiz bir şekilde yatıyor. Bu sırada yağmur yağmaya başlıyor. İşçileriniz gemiye doğru hareketleniyorlar.
Ara
Cevapla
#2
Sabah sabah gözümü açmış ve kendime gelmeye çalışıyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra toparlandım ve takım elbisemi giydim. Odamdan çıktığımda ise annem üvey kardeşim ile limana gitmemi istedi. Benim de bu tür işler hkakında bilgimin olmasını istiyordu belli ki. Bir nevi haklıydı. Kimse kendi alanının dışına çıkmak istemezdi. Ben de yeni şeylerden korksam da ailem için elimden geleni yapmak zorundaydım. Camelia ile beraber limana doğru yola çıktık ve görevimize başladık.

Limana vardığımda ise Camelia'nın çöplüğündeydik. Sanki orasının sahibiymiş ve orada herşey onun kontrolündeymiş gibi işleri hallediyordu. O işini iyi yapan birisiydi o yüzden bu ailenin önemli bir parçasıydı. Konteynırları kontrol edişi, işini özenle yapması beni etkilemişti. Kontroller bittiğinde ise ameleler gelmişti. Onlar da bize yardım eden insanlardı. Konteynırları gemiye yükleme işini üstlenmişlerdi. 

Ben ise milletin işini yapıp yapmadığını kontrol edecektim. İşten kaytaranları tespit edecek ve gereğini yapacaktım. Bu ailede tembelliğe yer yoktu. Enbüyük aile biz olacaktık ve bu şehirdeki hükmümüzü pekiştirecektik. Tam kardeşime güzel güzel sövecekken diğer kardeşim aradı. Rita beni arıyordu acaba bir sıkıntı mı vardı diye düşünüp telefonu açmıştım. Rita da benden yardım istiyordu. Başının belada olduğunu söyleyip yardımıma ihtiyacı olduğunu söylüoyrdu. Lanet karı beni köşeye mi sıkıştırıyordu. 

Rita'yı sevmiyordum. Açıkçası aile için önemli bir kişi olduğunu kabul ediyordum. Fakat bu aileye liderlik yapabilecek birisi olduğunu düşünmüyordum. Çünkü Rita beyin gücünden çok kas gücüne güvenen birisiydi. Bu aileyi yönetmek için beyin gerekiyordu. Neyse Rita beni görevimi bırakmamı söyleyip yanına gitmemi istiyordu. Şu an bu görev önemliydi. İşimiz neredeyse bitmek üzereydi o yüzden şu nakliyatı bitirip eve sağ salim dönmeliydim. 

Rita'ya bir cevap vermem gerekiyordu. "Rita, şu anda burada büyük olacak bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Buradaki sorunu çözmeden ayrılırsam kötü şeyler olabilir. O yüzden buradan ayrılamam." Sonrasında derin bir iç çekip "Bana yardımın olabilir ama bensiz de halledebilirsin. Sen bana muhtaç olacak birisi değilsin. O yüzden buradaki işi halletmeme izin ver." dedikten sonra Camelia'nın yanına gidip şu gerizekalıyı uyandırmam gerekiyordu.İşçilerden bir kova su isteyecek ve kardeşimin üzerine boşaltacaktım. Bu malı uyandırmak için elimden geleni yapmak zorundaydım. bu işler nasıl yürüyor hakim değildim. Bu gerizekalı da uyuyordu, derhal bu işleri halletmem gerekiyordu.
Ara
Cevapla
#3
Yer: Liman

Saat: 09: 45
Hava: Yağmurlu


Telefonun diğer ucundan: "Salaksın sen, biliyosun di'mi? Kardeşim bana sırtını döndün seen. Bu kazığını unutmam! Camelia ile mutluluklar sana ezik bakıcı." diyor, Rita Leggio hararetli bir biçimde. Akabinde ise umursamaz bir ses tonuyla, "Amaaan senden yardım isteyende kabahat zaten, hadi bay." diyerek telefon konuşmasını sonlandırıyor. İşçilerden istediğin bir kova suyu Camelia Leggio'nun suratına döksen de fayda etmiyor gibi görünüyor. Camelia'nın bilinci kapanmak üzere gibi görünüyor, bunu biliyorsun. Daha da dikkatli baktığında anlıyorsun ki Camelia Leggio altın vuruş yapmış. Bu sırada limana doğru gelen siren seslerini duyuyorsun. Konteynırdan ayrıldığında göreceğin şey ise bir polis arabasının limanın girişine yanaşmış olduğunu görüyorsun. Polis aracından inen iki tane polis memurunu görüyorsun. Bunlar, devriyeye çıkmış polisler gibi görünüyorlar. İki polis de üniformalı. Ve senin bulunduğun konuma doğru hareketleniyorlar. 


İşçilerin ise gemiden bir anda çıkarak yanına doğru hareketlendiğini görüyorsun. İki polis yanında bittiğinde sırılsıklam olduklarını görüyorsun. Polislerin yanındaki işçilerde sırılsıklam bir vaziyette kalıyorlar. Şu an için polisler Camelia Leggio'nun içinde bulunduğu konteynırın içini görebilecekleri bir görüş açısında değiller. Polislerden teki oldukça iri yapılı ve burnu hafiften yamuk. Diğeri ise tıknaz ve kel. Tıknaz olanı seni muhatap alarak, "İyi günler beyefendi. Denetleme için geldik. Gemiyi kontrol etmemizde bir sakınca yoktur umarım." diyor. Akabinde ise, ceketinin iç cebine elini atarak denetleme için gerekli belgeleri çıkartıp, gösteriyor. Yani, polislerin yasalar gereğince burayı denetlemelerini engelleyecek bir şey yok gibi görünüyor. Bu sırada iri yapılı polis memuru işçilerini keserek, "Adamlarına iyi bakıyorsun ahbap. Sağlam çalışıyorlar herhalde. Kaytaran adama su vermez Anne. Sağlam patron ama sizde Camelia ile beraber iyi bir ekip kurmuşsunuz ahbap. İşinizi biliyorsunuz. Yalan yok. " diyor. İri yapılı adamın bu sözlerinden dolayı Anne'yi ve Camelia'yı tanıyor olduğunu anlıyorsun. Tıknaz adam ise sertçe yanındaki polis memuruna bakıyor. . 
Ara
Cevapla
#4
Bu gerizekal yüzünden başımız belaya girecekti. Şimdiden benim başımı belaya sokmuştu bile. Şu gerizekalı Lita'nın da diline düşmüştük. Üstelik aramızda bozulmuştu. Bu mesele sonrasında bana dertler açacaktı. Telefonu bana sitem ederek kapattı. Sitem sevgiden doğar derler acaba öyle miydi?

Bu karı tamamen gitmiş, kendini iyice uyuşturucuya vermiş. Bunu öldürmek gerekiyor aslında ailemiz için oldukça tehlikeli birisi olabilir. Büyük bir zaafı vardı Camelio'nun. Bu zaafı önemli bilgileri ağzından kaçırmasına sebebiyet verecek ya da uyuşturucu krizinde ailemizi satacak kadar büyük bir zaaftı. O yüzden bu sorunu bir an önce çözmemiz lazımdı.

Memurlar gelip bizi denetlemek istediler. Zaten burada ne işleri olur. Peki denetlemeye izin vermek gerekiyor mu? Camelia malı işleri nasıl hallediyordu acaba. Tam ihtiyaç olacağı zaman yaptığı şeye bak. Neyse görünüşe göre bu işi benim halletmem gerekecek. Acaba Orezio ile iletişime geçip şu itleri geri mi göndertsem yoska rüşvert mi versem yoksa aba altından sopa mı göstersem. Neyse şimdilik olayı büyütmemek en iyisi olur. 

"Adamlarımız bizim için her zaman önemli olmuştur. O yüzden onlara iyi bakmak bizim sorumluluğumuz." dedikten sonra evraklarına tekrar baktıktan sonra " Camelia hiçbir sorun yaşamayacağımızı söylemişti ama bakın ne oldu siz gelip işimizi yavaşlatıyorsunuz." Bir ahh çekip sonrasında "Şu an acelemiz var kontrol işini sonradan yapsanız olur mu? Hem anne gecikmelerden hoşlanmaz. Ona işlerin neden geciktiği konusunda açıklama da yapmam gerekiyor. Düşünün sonra isterseniz kontrolünüzü yapın ama günah benden gider." dedikten sonra polisleri süzecektim. Eğer gemiyi kontrol etmeyi tercih ederlerse bu sefer de birazcık para uzatıp işimizin acil olduğunu yineleyeceğim. Bakalım bu iş nereye gidecek.
Ara
Cevapla
#5
Yer: Liman
Saat: 10: 05
Hava: Yağmurlu


Tıknaz polis sözlerinden sonra sana şöyle bir bakıyor ve  ciddiyetle: "Durumunuzu anlıyorum ama..." Sözlerini bitiremeden yapılı polis söze girişiyor: "Hadi ama dostum. Adamların acelesi varmış, günün sonunda tekrardan buraya geliriz. Hem sabah bir şey yemeden yola çıktık zaten. Diğer yerlere uğramadan yol üstünde bir şeyler de yemiş oluruz hem. Haline baksana, kurudun kaldın Santo." diyor. Tıknaz olan ise dalgın bir şekilde iri yapılı polisi muhatap alarak: "Doğru söylüyorsun. Zayıflamışım. Bu halimden Lia'da şikayetçi. Buradaki işimizi bir süre ertelememizin kimseye zararı dokunmaz." diyor. Ardından sana dönerek: "Beyefendi, işlerinizi bir an önce bitirin. Akşamüzeri tekrardan geleceğiz. Kolay gelsin." diyerek polis arabasına doğru yol alıyor. İri yapılı olan ise, "Camelia'ya selam söyle. Pon de o anlar." diyerek o da yanından hızla ayrılıyor: İri yapılı polis giderken sen ve diğer işçilerine de kısa bir selam veriyor. Bu adam size saygı duyuyor gibi görünüyor. Ama adamı sen tanımıyorsun. 

Yağmur damlaları iyiden iyiye üzerine boca ederken Camelia'nın konteynırın içerisindeki hareketsiz bedenini görüyorsun. Durumu kritik gibi görünüyor. Bu sırada geminin ucundan sana doğru yürümekte olan gemi kaptanını görüyorsun. Yağmur damlalarıyla yarışırcasına yanına doğru koşturarak geliyor. Kısa bir baş selamının ardından, kafası bir sağa bir sola gidiyor. Gözlerini birini arıyor gibi görünüyorken, seni muhatap alarak: "Şef, Camelia nerde?" diyor. Ardından oldukça disiplinli bir ses tonuyla gözlerini üzerine dikip, "Şef, telefon geldi. On dakikaya yola çıkmamız gerekiyor. Anca yetişiriz." diyor. Kaptanın sözlerinin bitimiyle beraber konteynırın içindeki Camelia'nın telefonunun çalışını duyuyorsun.  
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping